Kilo alımı leptin adı verilen bir hormon tarafından kontrol ediliyor. Temel olarak bu hormon gıda alımımızı ve metabolizmasını düzenliyor.
Fakat şu ana kadar beyin tarafından gönderilen sinyallerin oluşan yağ dokularının yakımında nasıl bir rol aldığı bilinmiyordu. Rockefeller Üniversitesinden araştırmacılar yağ dokularının çevresel sinirler ile çevrelendiğini ve bu sinirlerinin uyarılması ile vücuttaki yağların yakımının başlanıldığını gözlemlediler. Geçtiğimiz haftalarda dünyaca ünlü Celldergisinde yayınlanan bu çalışma obezite tedavilerinde umut verici bir gelişme olarak görülüyor.
Yağ dokularının %20-25’lik bir kısmı vücutta enerji deposu olarak kullanılıyor. 20 yıl önce Prof. Friedman ve çalışma arkadaşları yağ miktarını belirleyen yağ hücrelerinin ürettiği leptin hormonunu keşfettiler. Leptin, Beyin’e vücutta ne kadar yağ olduğunu rapor ediyor. Bir başka deyişle leptin bir çeşit nöro-endokrin sinyal rolünde oynayıp vücudu aşırı yağlanmadan koruyor. Leptin hormonunun az salgılanması iştah açılmasına neden olurken; fazla salgılanmasında ise iştahın kapanmasına ve yağ dokularının yakılmasının başlanmasına neden oluyor. Ama şu ana kadar sinirler ve yağ dokuları arasındaki bağlantılar tam olarak aydınlatılamamıştı.
Araştırmanın baş yürütücüsü Dr. Domingos, yaptıkları çalışmada yağ dokularını sarmalamış sempatik sinir hücrelerini gözlemlediklerini ve gelişen yeni görüntüleme teknikleri ile özellikle yağ hücrelerinin sempatik sinirlerin uç noktaları tarafından sarmalandığını belirtiyor.
Bu gözlemden sonra araştırmacılar yeni gelişen optogenetik teknolojiler ile deney farelerinin bu bölgedeki sinirlerini ışıkla kontrol edebilecekleri düzenekleri kurdular. Bölgesel olarak bu sinirlerin ışıkla aktivite edilmesi ‘nöroepinephrine’ salgılanmasını tetiklediği ve bunun sonucunda yağların yakımının başlanıldığı görüldü. Bu sinirler olmadan leptin hormonun fonksiyonlarını sürdüremediği de gözlemlendi. Araştırmacılar özellikle leptin hormonlarının duyarlılığının yitirildiği hastalarda, sinirsel eksenli tedavilerin üretilmesi adına bu buluşun önemli bir yer teşkil ettiği, belki de yakın bir gelecekteoptogenetik uygulamalarının klinikte daha yaygın hale gelmesi durumunda şişmanlık sorununun bölgesel sinirlerin ışıkla uyarılmaları ile tarihe karışacağını ön görüyorlar.