Dyatlov Geçidi Vakası

9 dağcı 1959'da bir geceyarısı, Ural dağı eteğindeki kamp çadırlarından, ayakkabılarını, elbise ve giyeceklerini bırakarak, dayanılmaz soğuğa aldırmaksızın kaçtılar.

Hikayeler 10.03.2016, 13:23 10.03.2016, 15:26
Dyatlov Geçidi Vakası

 50 yıl önce bir Cumartesi gecesi meydana gelen ve 9 genç dağcının anlaşılamayan ölümleri ile sonuçlanan hadise, Ural Dağlarının bir kösesinde unutulmaya bırakıldı. Taa ki 1990 senesinde Rusya’nın yeniden yapılanma dönemine kadar... Sır, 1990 yılında arşivden çıkartıldı. Araştırmalar başladı. Ancak ölenlerin yakınları için, bırakın esrar perdesinin kalkmasını, aralanmadı bile...

Ekibe hastalığı sebebiyle katılamayan Yury Yudin seneler sonra olayın incelendiği bir televizyon belgeselinde “eğer hayatım boyunca cevabı alınacak tek bir soru sorma şansım olsaydı; bu soru ‘o gece arkadaşlarıma ne oldu?’ olacaktır” demekteydi.


Soldan Sağa: Lyudmila Dublinina, Rüstem Slobodin, Alexander Zolotaryov ve Zina Kolmogorova.

Herşey Böyle Başladı

Yury Yudin ve Ural Politeknik Enstitüsü’nden 9 öğrenci, 28 Ocak 1959 günü, iki hafta sürecek bir gezi için Ural dağlarında yolculuğa başladılar. Yolculuk, kuzeyde bulunan ve son yerleşim yeri olan Vizhay’a kadar planlanmıştı. Ekibin başında oldukça tecrübeli bir dağcı olan Igor Dyatlov vardı. Heyetteki herkes daha önce de zorlu tecrübelere katılmış olan çetin insanlardı. Yudin daha seferin başında rahatsızlandı ve ekibin gerisinde kaldı. Böylece ekip, 2'si kadın, 7'si erkek toplam 9 kişiden oluştu.

Kayakçılar 2 Şubat günü Otorten’i geçerek Holat Syahl tepesine ulaşmayı başardılar. Ekipten kalan fotoğrafları ve günlükleri inceleyen müfettişlere göre, saat 5'de çadırlarını kurarak kamp yeri oluşturdular. Kayakçıların bu bölgeyi neden tercih ettikleri belli değil... Çünkü grup 1,5 km. ileride dağ eteğindeki ormanlık bölgeye kamp kurmuş olsaydı, böylece iklimin sert etkilerinden de kendini koruyabilecektiler. Böylesi bir noktayı seçmiş olmaları bir şeylerden endişe ettiklerini düşündürmektedir.

Yudin’e göre bunun sebebi, Dyatlov’un orman içindeyken etraflarındaki orman örtüsü nedeniyle tepeyi gözden kaybetme korkusu olmalıydı.

Keşif seferi için Enstitü'den ayrıldıkları sırada Dylatlov, Otorten Dağı'ndan Vizhay’a döndüklerinde durumları hakkında telgraf çekeceğine söz vermişti. Bu işin muhtemel tarihi 12 Şubat olarak planlandığı için o güne kadar kimse grubun durumundan endişe etmediler. Hatta Dylatlov, Yudin’e bir kaç gün gecikme olabileceğini de söylemişti. Ancak 20 Şubat'tan sonra alarm çanları çalmaya başlayacaktı. Enstitü ve kayakçıların yakınları, öğrencilerin aranması için polis ve askerî yetkililerden yardım isteyeceklerdir. Bölgeye askerî keşif uçakları ve helikopterler gönderildi.


Müfettiş raporlarına göre, çadırlar içeriden yırtılmıştı. Öyle ise içindekiler panikle dışarı çıkmış olmalılar. Ama neden?

Cesetlere Ulaşılıyor

Öncü arama ekipleri 6 gün sonra 26 Şubat'ta kamp yerine ulaşabildiler. Yekaterinburg’dan gelen telgrafta ekip başkanı Mikhail Sharavin “yarıya kadar yırtılmış ve içi kar ile dolmuş çadıra ulaştık. İçi boş, ancak grup ayakkabılarını bile çadırda bırakarak burayı terk etmiş” diye yazmaktaydı.

Ekibin Çadırı Paramparçaydı

Yapılan teknik incelemede çadırın içeriden yırtıldığı ve civarında karın altında kalmış olan 7-8 kişiye ayak izlerinin olduğu anlaşıldı. Ayak izlerinin hiç birinde ayakkabı veya çorap giyildiğine dair belirti yoktu. Bu ayak izleri yalın ayaklı birilerine aitti. Hem de gecenin o dondurucu soğuğunda..

Çadırdaki gençleri, gecenin bir yarısı dondurucu soğukta, yalın ayak ve bir daha hiç kullanmamak üzere çadırlarını yırttırarak dışarı kaçmaya nasıl bir kuvvet zorlamıştı? Araştırmayı yürüten dedektiflere göre bu ayak izleri gruptakilere aitti ve hiç bir yabancı ayak izi tespit edilemedi. Kampta 9 dağcıdan başka kimse yoktu. Civarda da... Ayak izleri, dağın eteğindeki ormana doğru gidiyor ancak 500 metre sonra aniden yok oluyordu. Sharavin, ilk iki cesedi ormanın sınırında bir çam ağacının altında buldu.

Cesetler ekipteki 24 yaşındaki Georgy Krivonischenko ve 21 yaşlarındaki Yury Doroshenko'ya aittiler. Ve her ikisi de ayakları çıplak ve üzerleri elbisesizdi. Sadece iç çamaşırı giymişlerdi. Yanlarında yakılarak kömürleşmiş ağaç parçaları vardı. Çamın dalları ağacın 5 metre kadar üst kısımdan koparılmıştı. Demek ki, adamlar olaydan sonra ağacı tepesine çıkarak etrafa veya bir şeylere bakmışlardı. Bir kısım dal kırıkları kar üzerinde dağınık olarak bulundu.


Hadiseye yakından şahit olanlar, turuncu renkte ateş kürelerinden bahsetmektedirler. Bazılarına göre askerî bir silah, kimilerine göre başka âlemlerle temas olayı...

Yardım Arama Ekiplerinin Gayretleri

Dyatlov, 22 yaşındaki Zina Kolmogorova ve 23 yaşındaki Rüstem Slobodin’e ait sonraki üç ceset, ağaç ile kamp arasındaki sahada 150 metre ara ile bulundu. Cesetler arasındaki mesafeden onları kampa dönmeye çalışırlarken öldükleri sonucuna varıldı. Uzmanlar hemen adlî tahkikata giriştiler. Cesetler üzerinde yapılan otopsi işlemlerinde net bir sonuca ulaşılamadı. Adlî tıp uzmanları, beş cesedin hipothermi (yani soğuk etkisi ile donarak) neticesi öldüğünü açıkladılar. Slobodin’i kafasında fraktür tespit edildi ancak bu kırığın ölümcül olmadığı anlaşıldı. Olay mahallinde kalarak 2 ay boyunca araştırmalarını sürdüren araştırma ekibi, çamlıklardan 75 metre uzakta kara gömülü dört cesedi daha ortaya çıkardı.

Nicolas Thibeaux-Brignollel (24), Ludmila Dubinina (21), Alexander Zolotaryov (37) ve Alexander Kolevatov'un (25) bulunan cesetlerinden anlaşıldığı kadarıyla, travmatik şekilde ölmüşlerdi. Thibeaux-Brignollel’ın kafatası kırılmış, Dubinina ve Zolotarev’in kaburga kemiklerinde kırıklar bulunmakta ve gene Dubinina’nın dili yerinden sökülmüştü.

Bütün bunlara rağmen cesetlerin travmaya uğrayan kısımlarının dış yüzeylerinde yani cesetlerin üzerlerinde yaralanma belirtileri yoktu. Yani kırık kemikleri etrafını saran adale-et ve deri üzerinde yaralara rastlanılmadı. Cesetlerdeki tahribat, araba çarpmasına benzetilmesine rağmen, yara izleri oluşmaması, hadisenin esrarengizliğini iyice arttırdı.

Sır İyice Büyüyor

Son dört ceset, diğerlerinden daha kötü giyimliydi. Anlaşılan sonraki, ilk kim öldüyse onun kıyafetlerini üzerine geçirmişti. Zolotaryov, Dubinina’nın kürklü montunu ve şapkasını giymişti. Dubinina’nın ayağında ise Krivonishenko’nun yün pantolonu vardı. Elbiseler üzerinde yapılan incelemelerde ise, yüksek oranda radyasyona rastlanılmış olması başlı başına bir muamma idi.

Olaydan bir kaç ay geçtikten sonra Rus yetkililer itham edecekleri kimseye ulaşamadıklarını, vakanın çözümsüz kaldığını açıkladılar. Böylece dosya gizli bir arşive gönderilerek unutulmaya terk edildi.

Yıllar sonra sırrı çözmeye çalışan Yekaterinburg-Dyatlov Olayını Araştırma Derneği Başkanı Yury Kuntsevich "olayın olduğu sene 12 yaşında olmasına rağmen, otoritelerin ve araştırmacıların olayı halktan saklama gayreti içinde olduklarını" hatırlamaktaydı. Savcılık önce Mansi yerlilerinin bu cinayetleri işledikleri iddiasını araştırdı. Güya kendi yurtlarına geçiş yolu açan kâşifleri birilerinin cezalandırdığı düşünüldü. Oysa ne Otorten ve ne de Holat-Syahl yöre halkınca kutsal veya özelliği olan yerler değildi. Keza olay mahallinde de 9 kayakçıdan başkaları olduğuna dair hiç bir iz ve belirti yoktu. Otorten Dağı, Mansi dilinde “Ölüm Dağı” anlamına geliyordu. Hepsi o...

1959 senesinde bir gece aniden 9 kayakçının hayatına mâl olan neydi? Dosya 30-40 sene sonra tekrar ele alınıyor. Ancak o dönem şartlarında toplanan ve açıklanan belgeler ne derece sağlıklıdır, belli değil...

Yeniden Gündemde

1990'da yazar Anatoly Guschin olayla ilgili bir araştırma yapıyor ve dosya yeniden hatırlanıyor. Yazar bazı fotoğrafları ve önceden bilinmeyen ayrıntıları gün ışığına çıkarıyor. Pek çok belgenin ortadan kaybolduğunu anlaşılıyor; hem de en can alıcı belgeler... Araştırmasıyla ilgili “Sırlar Dokuz Hayata Mâloldu” isimli bir kitap yazıyor. Yazara göre, Sovyetler'de askerî bir silah denemesi sırasında dokuz kişi ölüyor. Tabii bu bir teori... Hakikat çok daha farklı olabilir.

Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 07 Mayıs 2024
İmsak 04:05
Güneş 05:48
Öğle 13:06
İkindi 16:59
Akşam 20:14
Yatsı 21:49
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 35 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 36 43
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17