Kişilik ve Yıllarca Süren Değişimi

Bizi biz yapan şey kişiliğimizdir ve kişilik tek bir özelliği temel alarak oluşmaz. Bilim adamlarının hesaplamalarına göre bizi biz yapan 5 bin karakter özelliği vardır...

Yaşam 19.02.2015, 03:30 19.02.2015, 03:30
Kişilik ve Yıllarca Süren Değişimi
Bütün bir yaşam boyunca kişiliğimiz nasıl değişir?

Bizi biz yapan şey kişiliğimizdir ve kişilik tek bir özelliği temel alarak oluşmaz. Bilim adamlarının hesaplamalarına göre bizi biz yapan 5 bin karakter özelliği vardır. Bunlar çeşitli kombinasyonlarla karışıp her birimizi bambaşka biri yapıyor.

Kişiliğimiz daha henüz anne karnındayken oluşmaya başlar. Anne ve babanın genlerinden oluşan çocuk, anne-babadan aldığı genlerle yeni bir kişilik kombinasyonu oluşturur. Anne-babadan alınan bu miras gelecekte ki kişiliğin temellerini oluşturur. Bir insan dışa dönükte olabilir, içe kapanıkda olabilir. Bu ve bunun gibi birçok kişilik özelliği kalıtsaldır. İçe kapanıklık ya da dışa dönüklüğün tespiti için yapılan bir deneyde; Bir grup, Londra İmperial Üniversitesi fizikçilerinden, diğer grup tatil tanıtımcılarından olmak üzere iki grup oluşturuldu. Deneyin amacı 30 saniye içerisinde ne kadar tükürük salgılandığını bulabilmektir. Bunun için deneklerin dillerine bir damla limon sıkarak, yapışkan bir bantı yalamaları isteniyor. Burada ki limonun kullanılış amacı insanda ki tat reseptörlerini harekete geçirerek tükürük salgısı başlatmak. 10 kişiden oluşan tatil tanıtımcıları grubu deney sonunda yaklaşık olarak 8 metre bant yaladılar, yine 10 kişilik fizikçi grubu ise tamı tamına 12 metre bant yalamayı başardılar.

Peki bu nasıl oluyor?

Her şey beynimizin uyarılara verdiği tepkilere bağlı, beynimizde hem limon suyuna hem insanlarla tanışmaya tepki gösteren bir bölüm vardır. İçe dönükler için bu bölge çok hassas yani limon suyuna daha çok tepki veriyorlar fakat partileri ve insanlarla beraber olmayı sevmiyorlar. Dışa dönüklerde ise bu bölge o kadar da hassas değil. Yani limon suyuna az tepki verirken, partilere bayılıyorlar. Birçok kişilik özelliğimiz, daha hayata başladığımız ilk yıllarda yaşadığımız olaylarla şekillenmeye başlar.

Bütün anne-babalar bebeklik dönemlerinde oynadıkları oyunlar ve öğretme şekilleriyle çocuklarının beyninin fiziksel gelişimini farklı şekillerde etkiler. Çocukluk, kişiliğimizin gelişiminde en önemli bölümdür ve beynimizde olanlardan ötürü çocukken yaşadığımız deneyimler ileri ki yıllarda oluşan kişiliğimiz üzerinde çok etkilidir. Her çocuğun beyni inanılmaz bir şekilde büyür. Her şey çok kısa sürelerde gerçekleşir.

Küçük bir çocukken beyin hücrelerimiz ya da başka bir deyişle nöronlarımız kollarını birbirlerine uzatarak daha fazla bağlantı oluştururlar fakat aynı zamanda başka bağlantıları da körelmeye başlar. Yani biz büyüdükçe beynimizde de farklı kişilik özellikleri oluşmaktadır. Bebeğin beyninde ki bu ani büyüme ve körelmeler etraflarında olan olaylar ve onlara verdikleri tepkilerle şekillenir. Kısaca bebeklikte yaşanan belirli değişiklikler, belirli kişiliklerin oluşmasına yardım eder. Çocukluk dönemlerimizde geliştirdiğimiz kişilik özelliklerinin büyük çoğunluğu hayatımızın sonuna kadar bizimle kalır.

Kişilik özelliklerinden bazılarını sevebiliriz fakat bazıları da hiç hoşumuza gitmeyebilir. Kişilik söz konusu olduğunda beyin tıpkı bir orkestra gibidir. Tıpkı orkestranın müzik çalmak için vurmalı, üflemeli ve daha birçok bölümden oluşması gibi beynimizin de farklı bölümleri vardır ve bunlar kişiliklerimizi oluştururlar. Ön loblar tıpkı orkestra şefi gibidir, bir orkestra şefi orkestrasının farklı bölümlerini nasıl yönetiyorsa, ön loblarda kişiliğimizin farklı yönlerini aynı şekilde kontrol ederler. Kontrol ön loblarda iken kişiliğimiz özenle ve ahenkle çalınan bir müzik parçası gibidir. Fakat davranışlarımızda ki kontrol hep bu kadar uyumlu değildir. Batonu orkestra şefi yerine bir çocuk alırsa ortaya büyük bir karmaşa ve kulağı tırmalayan sesler bütünü çıkar. Küçük çocuklar genellikle kendilerini kontrol edemezler bunun nedeni ön loblarının beynin geri kalanını idare edebilecek kadar gelişmemiş olmasıdır. Çocukluk zamanlarımızda dürtülerimiz üzerinde ki kontrol eksikliği sık sık uyumdan çok karmaşa yaratır. Bu yüzden çocuklar huysuzluk nöbeti geçirdiğinde beyinlerinde ne olduğunu hatırlamaya çalışmalıyız.

Gelişmemiş ön loblar sadece çocukların davranışlarında kontrol zorluğuna neden olmaz, dürtülerine karşı dirençlerini de azaltır. Uzmanlar bunu bir deney olarak gerçekleştirdiler. Bunun için 20 ana okulu öğrencisi gizli bir şekilde kameraya alındı ve çocuklara 5 dakika boyunca en sevdikleri şekeri yemezlerse daha sonra onlara 2 şeker fazladan verileceği söylendi. Çocuklar gizli kameralardan habersiz bir şekilde izlenip davranışları değerlendirildi. Değerlendirmeler önce ki deneylerle büyük oranda örtüştü ve daha sonra 2 şeker fazladan alacaklarını bilmelerine rağmen çocukların 3’te 2’si o anda karşılarında duran şekere karşı koyamadılar. Çünkü beyinleri henüz dürtülerini kontrol edebilecek erişkinliğe ulaşamadı. Sonraki birkaç yıl içerisinde ön lobları gelişecek ve kalan 3’te 1’lik kısımda ki gibi hareket edip yeme dürtüsüne karşı koyabilecekler.

Çocukluk dönemimizde beynimiz gelişirken yavaş yavaş kim olduğumuzu kavramaya başlarız, kişiliğimiz kendini oluşturmaya başlarken onunla birlikte kontrol yeteneğimiz de gelişir. Ancak çocukluğumuzun sonunda kişiliğimize çok önemli bir şey olur, bu şey o kadar etkilidir ki bazen bizi geçici olarak yoldan çıkartabilir. Bu önemli şey ise ergenlik çağıdır.Ergenliğin vücudumuzda büyük etkilerinin olduğunu biliriz ama beynimizde çok dramatik etkileri olur. Yani ergenlik çağındakilerin kendilerine has kişilikleri vardır, genellikle duygusuz ve sosyal açıdan aykırı olarak bilinirler. Yapılan bir deneyde ergenlik çağına yeni girmiş kişiler ve henüz ergenlik çağına girmemiş kişilerden oluşan iki gruba 1 saniyelik anlarla, mutlu, kızgın, üzgün ve duygusuz olan yüzler gösteriliyor ve gruplara doğru olanı seçmeleri söyleniyor. Mantıklı bakıldığında ergenlik çağına girmiş çocukların bu deneyde daha çok doğru cevap bilmeleri beklenir ne de olsa büyük olanlar daha tecrübeli olmalı. Fakat şaşırtıcı bir şekilde küçük olanlar büyük olanlardan duygu değerlendirmesi bakımından daha iyi çıktı. Bilim adamları bu durumun ergenlik çağının kendine has kişilik özelliğiyle açıklanabileceğini düşünüyor.

- Bunun açıklaması yine ön loblarda yatıyor.

Ergenlik döneminde beyin bir kez daha nöronlar arasında inanılmaz sayıda yeni bağlantı oluşturur ama bu yeni bağlantılarının çoğunun henüz belirli bir fonksiyonu yoktur. Bu çok sayıda ki patikalar yüzünden sinyaller bazen karışır, karışan bu sinyaller diğer insanların duygularını anlamada zorluk yaşamalarına neden olur.

Ergenlik çağında ön loblarda çok fazla şey olur bu da kontrolü ele almayı zorlaştırır. İşte bu yüzdendir ki ergenlik çağında olan insanlar, aklı karışık, öfkeli ve aksi olarak hatırlanırlar. Fakat ergenlik çağı kişilik özellikleri sırf bunlardan ibaret değil, bu çağda geliştirdiğimiz bazı kişilik özellikleri hayatımızın sonuna dek bizimle kalabilir. Bunlardan en önemlisi de riske girmektir.

Riske girmek beyinde dopamin adlı bir hormonun salgılanmasını neden olur, bu da kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlar. Ergenlik çağında ne kadar çok risk alırsak dopamine o kadar bağımlı hale geliriz ve yetişkinlikte aynı etkiyi yaratabilmek için daha büyük dozlar gerekir. Yani ergenlik döneminde riske girmeyi seven insanlardansanız, büyük ihtimalle hayatınızın sonuna kadar riske atılacaksınız. Beyin vücutta ki en özel organdır çünkü kendini değiştirebilir. Beynimizi, değişmek ve onu geliştirmek için kullanabiliriz, bunu insan dışında hiçbir canlı yapamaz. Kişilik açısından bakıldığında ise bu, sahip olmak istediğimiz kişiliğe mümkün olduğu kadar yaklaşabileceğimizi gösterir.

Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 02 Mayıs 2024
İmsak 04:14
Güneş 05:54
Öğle 13:06
İkindi 16:57
Akşam 20:09
Yatsı 21:41
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14